Carl Rogers ve ‘kapasitesini Tam Olarak Kullanan Kimse’ (Fully Functioning Person)

“Hepimiz dünyaya prens ve prensesler olarak geliriz sonra kurbağaya döneriz”
Carl Rogers

Abraham Maslow ile birlikte psikoloji alanında insancıl (hümanist) ekolün kurucularından olan Amerikalı psikolog Carl Rogers, kendini gerçekleştiren insanı, ‘kapasitesini tam olarak kullanan kimse’ şeklinde tanımlamıştır. Rogers da her bireyin dünyaya kendini gerçekleştirme, diğer bir deyişle, kapasitesini tam olarak kullanma eğilimi ile geldiğini; ancak hayatın ilk yıllarından itibaren insanın yakın çevresi ile etkileşiminin onun kendini gerçekleştirme düzeyini etkileyen en önemli etken halini aldığını iddia etmiştir. Rogers’a göre bireyin bu dönemde ihtiyaç duyduğu iki önemli unsur vardır. Bunlar ‘olumlu saygı’ (positive regard) ve ‘benlik saygısı’ (self regard) ihtiyaçlarıdır. Her ikisi de bebeklikten itibaren kazanılan bu ihtiyaçların ilk doyum kaynağı ise onun yakın çevresi, özellikle annesidir. Bu bağlamda çocuk, anneyi hoşnut eden biçimde davrandığı zaman sevilir ve anneyi hoşnut etmeyen herhangi bir davranışı memnuniyetsizlik, sevgi ve şefkatin esirgenmesi şeklinde karşılık görürse zaman içerisinde annesini hoşnut etmek üzere bir ruhsal sistem geliştirmek zorunda kalır. Bu durumun doğal bir sonucu olarak bir süre sonra çocuk, kendisini annesinin gördüğü biçimde görmeye başlar ve davranışları, doğal ihtiyaçlarına göre değil de annesi vasıtasıyla içselleştirdiği değer yargıları tarafından belirlenmeye başlar. Böylelikle kişi, kendi öz benliğinden vazgeçen bir yapıya dönüşür. Bu durumun tam tersi olarak eğer çocuk, annesi tarafından olduğu gibi kabul edilip, koşullu bir sevgi ortamına maruz bırakılmadan onun ihtiyaç duyduğu benlik saygısı koşulsuz olarak karşılanırsa, potansiyeli hayata taşıma ve kendini gerçekleştirme yolunda emin adımlarla ilerler.

Rogers’a göre kapasitesini tam olarak kullanan kişi, hal ve hareketleri, yaşam biçimi ve hayatı algılayış şekli açısından diğer insanlardan belirgin bir şekilde ayrılmaktadır. Bu bağlamda Rogers, ‘kapasitesini tam olarak kullanan’ insanların başlıca özelliklerini dört başlık altında toplamıştır:

1-Değişik yaşantılara açık olabilme: Gerçekliği, bastırma ve inkâr etme gereksinimi duymadan, bozmadan ve rahatça algılayarak görebilmek anlamına gelen bu özellik; kişinin, şu anki durumunun farkında olarak ileriye dönük bir değişime ve gelişime de açık olması anlamına gelmektedir.

2. Daha varoluşsal bir hayat sürdürebilme: 
Geçmiş ve geleceğe takılı kalamadan, her yeni anın kıymetini bilerek anı yaşayabilme becerisine sahip olma anlamına gelmektedir.

3-Organizmasına (kendine) giderek artan bir güven hissetme: Yeni yaşantılar deneyimlerken ‘doğru olanın bu olduğu’ duygusunu hissederek organismik tepkiler geliştirme anlamına gelmektedir.

4. Daha tam olarak fonksiyonda bulunma: Kendi potansiyelinin ve sınırlarının farkında olarak işlevsel ve özgür bir halde bol ve doğru uyaranlar almak anlamına gelmektedir.

Rogers’a göre kapasitesini tam olarak kullanan kişinin diğer özellikleri şu şekildedir:

- Başkalarının standartlarını karşılamaya çalışmaz, kendi organizmik değer verme süreci ile yönlendirilir ve kendisini bütün yönleriyle kabul eder.

- Onun açısından iyi bir yaşam, varılacak bir yer ya da durum olmaktan öte; yürünen bir yol ve yaşanılan bir süreç özelliği taşır.

- Tutarsızlık yaşamayacağı için onu gerçeklikten uzaklaştıracak savunma mekanizmalarına başvurma gereksinimi de duymaz.

- Koşulsuz bir sevgi ve değer anlayışı geliştirmiştir.

- Başkalarını taklit etme eğilimi göstermediği gibi toplumdaki bir takım kalıp davranışlara yönelmez.

- Özeleştiri yapabilir, yeri geldiğinde hatasını kabul etmekte bir sakınca görmez ve yanlış seçimlerde ısrar etmez.

- Kendi duygularına güvenir ve iç referansıyla hareket eder.

- Başkaların duygu, düşünce ve davranışlarını nesnel bir bakış açısıyla değerlendirip onlarla empati kurabilir.

- Sosyal açıdan uyumludur ama bunun için kişiliğinden ödün vermez.

- Toplumun tepkisini çekse de yeri geldiğinde doğru bildiklerini ifade etmekte ve hayata geçirmekte tereddüt etmez.

- Yeni ortam ve durumlara kolay uyum sağlamakta zorlanmaz.

Faydalanılan Kaynaklar:

Akçakaya, Ümit (2019). Uyanış - Kişiliğin Gizil Kodları. İstanbul: Kanon Kitap.

Rogers, R.Carl (1959). ( A Theory of therapy: Personality and interpersonal relationships as developed in a client-centered framework. S Koch,Ed. Psychology: A Study of Science. Vol: 3. New York: McGraw Hill.

Rogers, R.Carl (1961). On Becoming A Person. Boston: Houghton Mifflin Co.