Abraham Maslow ve 'Ruhsal Olarak Sağlıklı İnsan'

“Kişi, gerçek bir kişi olduğu sürece, kendisinin temel belirleyicisidir. Her insan, kısmen ‘kendi tasarısıdır’ ve kendini kurar.”

Abraham Maslow

Ruhsal olarak sağlıklı insanın tanımı her kişilik kuramcısına göre farklılık göstermiştir. Hatta bazı kuramcılar konu insan olduğunda ruhsal anlamda normalliğin ya da sağlıklılığın tanımını yapmanın ve sınırlarını çizmenin oldukça güç olduğunu düşünmüştür. Öyle ya, kimi göre, neye göre, hangi kültüre ya da zamana göre ‘ruhsal olarak sağlıklı’ ya da ‘normal’ bir insandan bahsedilebilir? Nitekim ünlü kuramcı Carl Gustav Jung da her insanın kendine has karanlık ve kusurlu taraflarını olduğunu iddia ederek öğrencilerine; “Bana normal olduğunu düşündüğünüz bir insan getirin, onu sizin yerinize tedavi edeyim.” demiştir. Sigmund Freud ise; dürtülerini yönetebilen, çevresiyle uyumlu ilişkiler kurabilen ve yeteneği doğrultunda herhangi bir işte başarı elde edebilmiş bir kişiyi, ruhsal olarak sağlıklı insan kategorisine koymuştur.

Kendini gerçekleştirme kuramının kurucusu Abraham Maslow da, belirlediği bir takım duygu, düşünce ve davranış kriterlerinden yola çıkarak ruhsal anlamda sağlıklı insanın özelliklerini tanımlamaya çalışmıştır. İnsanı anlamaya çalışan kişilik kuramcıları, çoğunlukla psikolojik bir takım sorunları olan insanları inceleme yolunu seçmişlerdir. Bu kuramcıların aksine Maslow, psikolojik olarak uyumlu, özel bir takım yeteneklere sahip, üretken ve yaşamda özgün başarılar elde etmiş kişilerle yüz yüze görüşmeler yapmış ve onların biyografilerini incelemiştir. Albert Einstein, Thomas Jefferson, Elenor Roosevelt, William James, Albert Schweitzer, Jane Addams ve Baruch Spinoza; Maslow’un incelediği önemli kişiler arasındadır. Bu incelediği kişilerden yola çıkarak Maslow, psikolojik olarak sağlıklı bulduğu insanların ortak özelliklerini tespit etmiş ve elde ettiği bulgularla tanımlama ölçütleri oluşturmuştur.

Yaptığı incelemelerde Maslow, sağlıklı bir insan olmaya yönelik en büyük engelin sevgi açlığı olduğuna kanaat getirmiştir. Ona göre sevgi açlığı, tuz eksikliği ya da vitamin eksikliği gibi bir eksikliktir ve bu açlık tatmin edilmediği takdirde insan, yaşamı boyunca vazgeçemeyeceği bir sevgi arayışında olacaktır. Bu tespitinden yola çıkarak Maslow, birçok kişilik sorununun temelinde sevgi açlığı ve psikolojik yaralanmalar olduğunu söyleyerek aslında tüm kişilik bozukluklarının davranışlarının yaşadıklarına bir başkaldırı niteliği taşıdığını iddia etmiştir. Bu bağlamda Maslow’a göre sevgi dolu olmak, sağlıklı insanın en ön plana çıkan özellikleri arasındadır. Nitekim sevgi gereksinimini doyurmuş daha sağlıklı insanlar üzerinde yapılan klinik çalışmalar, bu insanların sevgi almaya daha az gereksinim duymalarına karşın, daha çok sevgi verebildiklerini ortaya koymuştur. Dolayısıyla daha sağlıklı insanların daha sevgi dolu oldukları Maslow’un en önemli tespitleri arasındadır.

Maslow’a göre erdemli bir yaşam sürüyor olmak ve bir takım insani değerlere uyumlu hareket etmek de psikolojik olarak sağlıklı insanın bir diğer ön plana çıkan özellikleri arasındadır. Bu da insanın kendisine karşı dürüst olmasıyla mümkün olabilir. Maslow, bunun başarabilmiş ve ruhsal anlamda sağlıklı bir konuma ulaşabilmiş bilge insanların, tarih boyunca erdemden ve iyiliğin güzelliklerinden söz etmiş olduklarını; ancak birçok insanın onlara ters bir tutum sergileyerek mutluluk ve özsaygıya giden bu yolu yadsıdıklarını vurgulamıştır. Maslow’a göre çoğu insanın bu şekilde davranmasının nedeni, kendileriyle yüzleşmek istememeleridir; bu yüzden de değerlerden uzak kalmak zorunda olmuşlardır. Maslow, değerlerin gerçek kaynağına ulaşmak için tek yolun iç benliğe yönelik bir arayış başlatmakla mümkün olabileceğini de iddia etmiştir.

Maslow, birilikte yaşanılan toplum içindeki ruhsal olarak sağlıklı ya da sağlıksız insanların da bireylerin psikolojileri üzerinde etkili olduğunu savunmuştur. Ona göre hasta insanlar, hasta bir kültürün ürünleridir. Sağlıklı insanlar ise ancak sağlıklı bir kültürde yetişebilir. Bununla birlikte, ruhsal anlamda hasta insanların yaşadıkları kültürü daha da bozduğu, sağlıklı insanların ise daha sağlıklı bir kültür yarattığı da bir gerçektir.

Maslow, ruhsal olarak sağlıklı insanların sürekli olarak olumlu bir takım duygular hissettiğini iddia etmez. Ona göre bütün sağlıklı insanlar yaşamda, zaman zaman çatışma, iç sıkıntısı, engellenme, üzüntü, incinme ya da suçluluk gibi olumsuz duygular hissedebilirler. Ancak burada ayırt edici nokta şudur ki ruhsal olarak sağlıklı insanların hissettiği olumsuz duygular yaşadıkları güncel olaylara yöneliktir ve hatta onlar için oldukça işlevsel ve koruyucu olabilmektedir. Oysa ruhsal olarak sağlıksız insanlar, karşılaştıkları olumsuzluklarda çok daha yoğun ve yıpratıcı duygu deneyimleri yaşamak zorunda kalmaktadırlar; bu durumun da en önemli sebebi, yaşadıkları sevgi eksiklikleri ve geçmişlerindeki çözümlenmemiş olaylardır. Diğer bir deyişle sevgi eksiklikleri ve geçmişlerinden kalmış duygu yükleri, bugün karşı karşıya kaldıkları olumsuzluklara çok daha yoğun ve tüketici tepkiler vermelerine neden olmaktadır.

Tüm bu bilgilerden hareketle Maslow, ruhsal anlamda sağlıklı insanların özelliklerin şunlar olduğunu belirlemiştir:

1. Gerçekliğin algılanmasında üstünlük.

2. Kendini, başkalarını ve doğayı benimsemede gelişmişlik.

3. Gelişmiş bir kendiliğindenlik ve spontanlık.

4. Sorunlardan kaçmadan onlara odaklanmada gelişmişlik.

5. Özel yaşama ve bağlantısız olmaya daha düşkün olmak.

6. Daha fazla özerklik ve kültürel biçimlemeye direnme.

7. Değerlendirmelerde yenilik ve duygusal tepkilerde zenginlik.

8. Doruk deneyimlerin daha çok yaşanması.

9. Kendini insan ailesi ile daha özdeş hissetme.

10. Değişik ve farklılaşmış insan ilişkileri kurabilme becerisi.

11. Daha demokratik bir kişilik yapısına sahip olma.

12. Çok gelişmiş yaratıcılık ve üretkenlik.

13. Değer sisteminde çeşitli değişikliklere açık olma hali.


Faydalanılan Kaynaklar:

Akçakaya, Ümit (2019). Uyanış - Kişiliğin Gizil Kodları. İstanbul: Kanon Kitap.

Maslow, H. Abraham (2001). İnsan olmanın Psikolojisi: İstanbul: Kuraldışı Yayınları.

Maslow, H. Abraham (1970). Motivation and Personality, New York: Harper & Row.