Katılımcı Görüşleri - Ümit Akçakaya

6 Şubat 2024

Ümit hocam her şey için çok çok teşekkür ederim, eğitimlerden sonra şöyle masada kalakalmam, bu etki gerçekten çok güzel, sarsıcı. Yazdım, çizdim ve artık göremediğimde kağıdımı, kalemimi aydınlatan ışık oldunuz,  devam edebildim. Feneri kendime tuttuğumda dünyam değişti.  Son ders için de ayrıca teşekkür ederim. Sorularınız sayesinde anlamak mümkün oluyor ve her fark ediş ayrı bir özgürlük vadediyor. İçgörü kazanma uğraşımda ve hayatı anlamlandırmamda bana yeni bir dil öğrettiniz ve onu içselleştirmek bitmeyecek bir yolculuk gibi. Bu dili kullandıkça çıkan mucizeye ve hızlı etkiye - bazen birdenbire gerçekleşen algı değişimine - şaşırıyorum. Bu çok heyecan verici ve ümitlendirici. İnsan her şeyi çözebileceğine bir sonraki adıma geçebileceğine dair iyimser bir hal yaşıyor. Süreç kolay değil ama gerçeği çok güzel haritaladığı için müthiş anlamlı. Hayatıma kattıklarınızdan dolayı minnettarım, iyi ki varsınız, bu yolculukta elinizdeki fenerle hepimizin yolunu aydınlattınız. Bu çok kıymetli, teşekkür ederiz.

Duygu Tuncay Arketipsel Semboloji Atölyesi'ne katıldı

6 Şubat 2024

Çok uzun zamandır aklımda ve gönlümde yatan bir yolculuk vardı. Bu yolculuğu kiminle yapmam gerektiği konusunda ise hiç bir fikrim yoktu. Çok kitap okuyor ve elbette çok şeyler öğreniyordum, fakat iyi bir aşçı olarak biliyordum ki bir yemeği yapmakla tarifi bilmek arasında çok büyük fark vardı. 

Ben bu düşüncelerdeyken insanın gönlüne bir istek düşünce ilacı da hazırda bekliyormuş, haberim yokmuş.

Ve böylece sevgili Ümit’in bir YouTube videosuna rastladım. “Kahramanın sonsuz yolculuğu” adı altında paylaşmış olduğu bir paylaşımdı. Video bittiğinde elimde defter sayfalarca not almıştım ve ardı ardına videolarını izlemeye devam ettim. İnanılmaz bir cömertlikle paylaşıyordu bildiklerini. 

Bu gerçekten bir insanın ustalıkla, samimiyetle büyük bir olgunlukla ve tevazuyla bilgiyi paylaşma şekliydi ve ben hayran kalmıştım.

Katkıları için kendisine ne kadar teşekkür etsem az kalır. 

İnsanın kendi olabilmesinin önündeki ve arkasındaki engelleri, hatta derinde yatan nedenlerini, şimdiye kadar yaptıklarını neden yaptığını yapacaklarını neden yapmak istediğini anlamasında rehberlik edecek yetkinlikte deneyimli bir rehbere ihtiyacınız varsa hiç düşünmeden bu yolculuğa katılın derim. 

Sevgi ve saygılarımla

Yeşim Gemini İçe Bakış Uyanış Atölyesine katıldı

3 Şubat 2024

“Kendini bilmek “sözünün anlamı beni ilk gençlik yıllarımdan beri meşgul etmiştir. İnsana dair ne bulduysam merakla ilgilenir, sorularıma cevap arardım. Bu arayışlarımın gerisinde içimdeki boşluk duygusundan kurtulmak ,hayatın anlamını sorgulamak vardı. Psikoloji, felsefe, tasavvuf ve edebiyattan sorularımın karşılığını bilgim ölçüsünde alıyordum ancak kapsamlı bir anlayış geliştirememiştim.

Öğrenci hazır olunca öğretmen de hazır olurmuş . Ben de iyi bir hazırlık yapmıştım ki Ümit Hocanın videolarıyla karşılaştım. Onun özgün ve anlaşılır bir üslupla soyut konuları görünür kılması hemen dikkatimi çekti. Ardından Arketipsel Semboloji ve Kahramanın Sonsuz Yolculuğu çalışma grubunda kendimi buldum. Çalışma süreci benim için oldukça verimli geçti. Sonrasında kafamdaki düğümlerden birini çözmüş, konfor alanımdan çıktığım için söylenip duran içimdeki rahatsız sesi susturmuştum. Sıra tekrar eden döngülerimden kurtulmaya gelmişti. Benden ne yapmam bekleniyor, neyi öğrenmem gerekiyordu da çıkışı bulamıyordum ?

Problemi yaratan bilinç düzleminde kaldığımız sürece hep aynı sonuçlarla karşılaşacağımızı atölye çalışmalarında öğrenmiştim Daha yüksek bir bilinç katına ulaşmam gerekiyordu. “Bakışınız değişirse akışınız değişir “ diyen Frankl’ın sözünden hareketle Ümit hocanın “İçe Bakış Uyanış” çalışma grubuna katılmaya karar verdim.

İsabetli bir karar almışım, Ümit Bey Jung’un öğretisini öyle güzel damıtmış, anlaşılır kılacak kadim bilgilerle beslemiş ve düzene koymuştu ki o zamana kadar Jung'la ilgili öğrendiklerim bana darmadağın ve yanlış anlaşılmış geldi. İnsanın iç dünyasının derinliği daha doğrusu sonsuza uzanan, sonsuzla irtibatlı yapısını fark etmek, bilmekten öte duygularıma da yeni bir heyecan kattı: sonsuzluğun tadı . Yıldızlı bir gecede gök yüzünün derinliğini seyrederken, akarsu başında sonu gelmeyen akışı izlerken yaşadığımız tada benzer bir tat hissettim, eğitim sürecinde…

Anladım ki Kendini Bilmek, eskilerin söylediği gibi içimizde yüceliklere ulaşabileceğimiz ve aşağıların en aşağısına düşebileceğimiz alemlerin dürülmüş olduğunu bilmek demek. Sınanmadığımız günahın masumu olamayacağımızı bilmek, haddimizi bilmek ve en önemlisi Tanrı'nın nefesini taşıdığımızı bilmek demek. Bu bilinçle bakınca hem kendimize hem de başkalarına içimizde taşıdığımız insan potansiyelinden ötürü değer vermemiz, saygı duymamız, hoş görmemiz gerekiyor . Yargıladığımız davranışlarda da kendimize ilişkin bilgi alabiliyoruz. Bağımlılıklarımız, komplekslerimiz, gölgelerimiz, kültürel kalıplarımız , üzerine eğilip bilincin aydınlığına çıkarmamızı bekleyen gizli dosyalarımız… bizi tutsak eden ne çok şey var içimizde…

On iki haftalık çalışma sonrasında gönül hanemin daha aydınlık olduğunu fark ediyorum. Yolumu tıkayan pek çok sesten özgürleşmiş olmasam da daha yüksek yerden sorun ettiğim şeylere bakabiliyorum. Sonsuzdan bakınca sorunlar küçücük görülüyor. Dolayısıyla akışta da değişiklikler oluyor. Bu seviyeyi bulmamda Ümit Beyden devşirdiğim bilgilerin önemli bir etkisi oldu. Ondan aldığım gündelik hayatımızda işimize yarayacak, geleceğe güvenle, umutla yürümemizi, acılarımızda anlam bulmamızı sağlayacak nice pratik bilgileri de dağarcığıma ekledim

Ümit Bey, alanında yetkin bir donanıma sahip oluşunun yanında, güven veren mesafeli yakınlığıyla, alçak gönüllü tavırlarıyla bizleri cesaretlendiren bir eğitim ortamı hazırlamıştı. Keyifli ve kazançlı bir süreçti. Umarım nice gönüllere enerjisinden hiçbir şey kaybetmeden ışık olur.

Çok teşekkürler emeğiniz, ilginiz ve gayretiniz için.


























Ayşegül Ünal İçe Bakış Uyanış ve Kahramanın Sonsuz Yolculuğu ve Arketipsel Semboloji Atölyelerine katıldı

26 Ocak 2024

Sizinle ilk tanışmam bir arkadaşımın önerisi ile olmuştu, tam sana göre mutlaka katılmalısın bir eğitimine demişti. İyi ki de katılmışım. Uzun zamandır kendi çapımda Jungyen okumalar yapıyor, koçluğa eşlik edecek eğitimler ve çalışmalara da katılıyorum. Kendi verdiğim Tasavvuf ve Kuantum Eğitimlerimde benim için muazzam bir destek eğitim oldu  İçe Bakış ve Uyanış Atölyesi. Ayrıca Ümit Hoca’nın diğer  atölye ve eğitimlerinden olan “Jung Temelli Danışmanlık Eğitimi” ve “Kahramanın Yolculuğu ve Arketipler” atölyesinde de bulundum, Jung Koçluğu halihazırda devam ediyor. Sevgili hocam Ümit (kendisi her ne kadar bundan hoşlanmasa da benim için hocalığın hakkını veren, bilgisini cömertçe ve muhatabını katılımcı bir şekilde sürece dahil eden, yetkin ve donanımlı biri, bu açıdan da benim gözümde hoca titrini hak ediyor) bu 12 haftalık yolculukta heybeme çok şey aldım, farkındalıklarım, açılımlarım ve derine inme, kendimle yüzleşme anlarım hayliceydi. Kapsayıcı ve sürece dahil edici şefkatli bir alanda, bizleri sıkmadan ve yormadan keyifle rehberlik yaptınız. Kendimi çok şanslı hissettim açıkçası bu eğitimi sizden aldığım için. Diğer eğitim ve atölyelerinize zamanım olduğu ve denk düştüğü sürece katılmaya niyet ediyorum. 

Bir kez daha her şey için, kapsayıcı ve şefkatli alan tutuşunuz için teşekkür ediyorum.

Hacer Demir İçe Bakış Uyanış ve Kahramanın Sonsuz Yolculuğu ve Arketipsel Semboloji Atölyelerine katıldı

14 Aralık 2023

Jung ve arketiplerle ilgili araştırmalar yaparken Ümit Akçakaya'nın youtube videolarıyla karşılaştım. Hemen hepsini birer ikişer kez dinleyip daha fazla bilgilenmek isteyince kitaplarına, sonra da atölyelerine ulaştım. İçe bakış Uyanış eğitiminin beni geliştireceğini tahmin ediyordum ama eğitim beklediğimin çok daha üzerinde verim ve farkındalıkla bitti. Sadece kendi içime bakmaya değil, Ümit hoca'nın katılımcılara sorduğu sorular üzerinden de pek çok konuda aydınlandım. Kendimi arama yolculuğunda bana çok şey katan, "iyi ki"lerimden birisi oldu bu eğitimler. Bu yazıyı okuyorsanız mesajımı maceraya çağrı olarak alabilirsiniz.

Elanur Us İçe Bakış Uyanış Atölyesine katıldı

17 Kasım 2023

Sayın  Dr . Ümit Akçakaya  bizlere ; Her birimizin  kendi krallığımız  ve kraliçeliğimize giden hayat yolumuzda   içsel  sesimize  kulak vererek dengeli bir rota çizmemize yol koyduğu danışmanlığında çoşku ile katıldığım her bir buluşmamızda gönülden bağlar kurduğum bir grup çalışmasına dönüşen  3  programı tamamladım . Kendisini tanıma yolunda cesaretli adımlar atmak isteyen herkese öneririm.  Çok teşekkürler güzel programlarını bizlere açtığın için yine yeniden buluşmak üzere .. rüya çalışmasıyla ilgileniyor olacağım.  Her daim Işığımız bol olsun sevgili Ümit.



Aydın M. Özçelik Arketipsel Semboloji Atölyesi ve Gölge Çalışmasına katıldı

17 Kasım 2023

44 yıllık dünya yolculuğumda en önemli ve aslında tek arayışımın kim olduğum arayışı olduğunu fark ettim. Ben kimim? Neden dünyadayım? Neden bu aile? Neden bu coğrafya? Yasam amacı nedir ve benim yasam amacım ne? Bu sorular sitem içeren sorular değil. Gerçek bir merakla sorulmuş sorular. Şems_i Tebrizi şöyle der; Kader hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir. Bu sebepten ' ne yapalım kaderimiz böyle' deyip boyun bükmek, cehalet göstergesidir. Kader yolun tamamı değil, sadece yol ayrımlarını belirler. Güzergah bellidir ama, tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir. Öyleyse ne hayatın hakimisin, ne de hayat karşısında çaresizsin. Hayatta insan pek çok sorunla karşılaşıyor. Kendini kurban görmek sadece kolaycılık. Önemli olan hayat karşısında çaresiz olmadığını farkedip üzerine düşeni yapmak. Sorunları sorgulayıp bir bir çözmek. İşte çözmeye olan hevesim, inancım ve gayretim beni Ümit' e götürdü.

Pek çok rehberle pek çok sorunumu çözdüm ama ne sorunlar biter ne de çözümler. Ümit'le birlikte gölgelerimi keşfettim. Bazıları canımı sıktı. Örneğin ikili ilişkilerde karşıma çıkan edilgen, çekingen, ürkek diye tarif edeceğim davranış kalıplarındaki erkekler neden karşıma çıkıyor diye sorguladım. Onların bu yönlerine adeta gıcık oldum. Sonra farkettim ki bana göstermeye çalıştıkları şey doğamda olan bu özellikleri reddedişimdi. Edilgen, çekingen, ürkek olmak zayıflık gibi görünüyordu bana. Güçlü olmak zihinsel ve fiziksel olarak sürekli eylemde olmak, korkusuz olmak demekti. Yerine göre edilgen olmanın gerekli olduğunu, bazen çekingen olmaya hakkım olduğunu ve hatta ürkek olmanın da zayıflık  olmadığını keşfettim. İnsanın her duyguyu hissetmeye hakkı vardır. Önemli olan bu duyguları bilinç koyarak kendimin ve bütünün hayrına işlemek ve eyleme dönüştürmekti.  Bazı şeyler anlatılamaz deneyimlenir. Kendimizi ve bizi bize anlatan insan ve olayları anlamadan yola devam edemeyiz.  İşte Ümit bana kendimi bulmam, alamam için gerekli olan kritik soruları sordu. Kendime nasıl soru soracağımı öğretti. Doğru soruyu sorduğunda ve kendine karşı dürüst olduğunda cevaplar muhakkak doğru oluyor. Önce insan kendi cevaplarından rahatsız oluyor, sonra kabul ediyor. Sonrasında bir ferahlama ve huzur geliyor.  Kahraman olmanı, kendi sorularını sorup cesurca cevaplamanı ve aydınlatıcı müthiş cevaplarınla yola devam etmeni dilerim. 

Ümit 'in atölyeleri sayesinde pek çok çıkmaz sokak yeni çıkışlara açıldı. Dilerim sen de kim olduğunu, yolunu, sorularını ve cevaplarını tıpkı benim bulduğum gibi  Ümit' in rehberliğinde bulursun.

Elif Durucan Arketipsel Semboloji Atölyesi ve Gölge Çalışmasına katıldı

14 Kasım 2023

Görünmeyeni Görmek: Jung Atölyelerinin Arkasındaki Yol

Mayıs 2023'te "Kahramanın Sonsuz Yolculuğu: Arketipsel Semboloji" atölyesine katılarak Jung analitik psikoloji kuramının kapılarını araladım. Kapının ardında keşfedilmeyi bekleyen sırlar, sorular ve iç dünyanın renkli karmaşası beni adeta büyüledi! Böylece bu atölye çalışmasını "Grup ile Gölge Çalışması" ve "İçe Yolculuk" atölyeleri izledi.

Deneyimlerime gelince; öncelikle şunu söylemeliyim ki altı ay boyunca haftada bir buluştuğumuz bu atölyelerin başlarında, kendimi "çıplak" gibi hissettiğim anlar oldu. Zira tanımadığım insanların karşısındaydım ve bu yer, belki de kendimizin bile ilk kez duyacağı, daha önce hiç dile getirilmemiş şeylerin aniden paylaşıldığı bir yer olabiliyordu. Üstelik dilimin ucuna yerleşen "derste hoca var" hissinin yarattığı kekremsi tat her cümlemde bana eşlik ediyordu. Şimdi bu tadın otoriteye olan kompleksimin bir ifadesi olduğunu biliyorum.

Ayrıca başlangıçta yüzme bilmeden denizaltına dalıyormuş gibi hissediyordum. Bu korkuyla iç içe geçmiş heyecan ve adım atma arzusunun eşsiz karışımını biliyordum! Bir keresinde eğitmen eşliğinde denizaltına dalmıştım ve yüzme de bilmiyordum. Eğitmenin elini ne kadar güçlü sıktığımı, nadiren bıraktığımı hatırlıyorum. "Tüp başlığını ağzında sıkmana gerek yok" uyarısına rağmen dişlerimi öyle sıkmışım ki üç gün ağrısı geçmemişti. İşte Ümit’in eğitimlerinde de böyle olacağını varsaydım; ancak bu sefer farklı bir deneyim yaşadım.

Ümit, katılımcıların ellerinden tutuyor, ancak elini sıkı sıkıya tutmana izin vermiyor. Niyeti kurtarıcı olmak değil, sadece sana yola kadar refakat etmek. Bu nedenle nazikçe elinden tutuyor ve seni kendinden biraz uzaklaştırarak, adeta her ders kendine uzaktan bakabileceğin bir gezintiye çıkarıyor.

Her eğitimde, kendine biraz daha uzaktan bakabilme yeteneğini sana kazandırıyor. Sonunda, öyle bir uzaklıkla bakmaya başlıyorsun ki kendine, insanlar arasındaki farklılıklardan ziyade benzerliklere odaklanmaya başlıyorsun. Buna "Aynalama" diyorlar... Benim için ise her karşılaştığın kişide kendini bulma oyunu. Bu oyunun biraz sancılı olduğunu kabul etmeliyim. Oysa, oyun kelimesi neşenin bir türü gibi gelir insana. Ama peki ya, kendinde gördüklerin, başkalarında "kusur" olarak etiketlediklerinse? Orta yaşa kadar uzanan yaşantında, onlarca hatta yüzlerce deneyimden sonra üstüne “tik” attıkların, kendinden "son derece emin olduğun" şeylerse… Sanırım “aynalama” tam da burada başlıyor. Bunları kendinde görebilme cesaretini gösterdiğin ve kendinle yüzleşmeye başladığın an, aynalama yöntemi de yol gösterici olmaya başlıyor.

Öyle ki hayatını "iyi" bir insan olarak inşa etmiş bir ben vardım. Şimdi ise terazinin neden iyilikten yana eğildiğini, "iyilik" kavramının derin anlamını sorgulayan bir Bilge, kendisine uzaktan bakıyordu. Şaşkınlık içindeydim! Özellikle, yıllarca soyunduğum "kurtarıcı" rolünün, aynı tadı bırakan ilk hikayemin birebir yenilenen bir versiyonu olduğunu, iliklerime kadar hissettiğim anın şaşırtıcılığı sarsıcıydı!

Grup ile Gölge Çalışması Atölyesi'nin içeriği, planı ve interaktif atmosferi o kadar ustalıkla kurgulanmıştı ki, katılımcıları ego planının altına indirebilecek bir etki yaratıyordu. Kabul etmeliyim ki, bu deneyim beni derinden sarsti ve hayatımda bir dönüm noktası oldu. Ümit, gruptakilerin bu tür sarsılmalarını, kafa karışıklıklarını ve korkularını hemen fark ediyor. Her seferinde bizi hislerimizi bir kez daha sorgulamaya davet ediyor. Amacın bilinçdışının bizi yutmasına izin vermeden oranın zenginliğiyle sentezlenmek olduğunu tekrar tekrar anlatıyor.

Eğitimlerin sonuna yaklaştıkça konularımız anima-animus, kendilik ve bireyselleşmeye evriliyor. Ümit, bizi yolculuğa çıkardığı derslerin birinde sanki eliyle tepenin yamacını işaret ediyor. Harika bir manzara: yemyeşil bir tepe, tepenin üstünde gökyüzüne uzanan yemyeşil bir ağaç, tümüyle rengarenk kurdelelerle süslü. İşte karşımızda bir dilek ağacı! Ağacı göstererek, "Bu ağacın altında soluklanacağız" diyor. Artık gezintilerimizde elimizden tutmasına gerek yok. Ben de bir süredir elini bıraktığımı fark ediyorum, sohbet ederek yamacı çıkıyoruz. Her atölye çalışması, bizi "kendimize" karşı "kendiliğimizi" seçmeye teşvik ediyor ve böylece dilek ağacına ulaşıyoruz, renk renk kurdalelerin altına oturuyoruz.

İşte o dilek ağacının altında otururken kendime uzaktan bakıyor ve şöyle sesleniyorum: "Senden razıyım Bilge! Bizi bu yaşlara getirdin, güzel de getirdin! Şükürler olsun! Şimdi bayrağı devralma sırası bende... Çünkü yolun bundan sonraki kısmı kahramanın sonsuz yolculuğu olacak... Bu, birlikte çözme-çözülme, birlikte yoğrulma ve yeniden bağlanma; birbirine karışarak 'bizden' ben; 'ikiden' bir yaratma yolculuğu.”

Bu sırada Ümit yolun uzunluğundan bahsediyor sık sık. Hayatın aslında yolun ve kahramanın yolculuğunun ta kendisi olduğunu anlatıyor. Bir gün içinde verdiğiniz kararlardan tutun da son nefesinize kadar olan en mikro ve makro ölçeğe kadar, yani her şey maceraya bir çağrı... Değişim, dönüşüm, evrim ya da yaratılış her an devam ediyor. "Oldum" demek, gerçekten anlamlandırılması gereken uzun soluklu bir yolculukta yanıltıcı olabilir. Ümit, derin bir anlayışla, "aman dikkat" diye uyarıda bulunuyor ve bu uyarıya kulak veren her bir Joker'ın, katıldığı bu büyük macerada birer kahraman olduklarını vurguluyor.

Dilek ağacının altındaki sohbetimizin sonuna yaklaşıyoruz, güneş yavaşça batıyor. Zamanın kısıtlı olduğunu bilmek, içimizde hafif bir telaş yaratıyor önce. Adeta Joker'ın keşişin yanındaki son günleri gibi, biz de dilek ağacı altındaki sohbetimizin sonundayız. Yol uzun, çıkınım sayende güçlü desteklerle dolu. Gece karanlığına karışma vakti geldi, içimi bir huzur kaplıyor, artık yeni maceram için dengede ve hazır hissediyorum kendimi. Yolun daha başındayım biliyorum, hayata her zamanki güvenimle adım atıyorum, ancak bu sefer farklı bir bakış açısı ve içsel bir hazırlıkla. Joker olarak başladığım atölye çalışmasından, yeni bir "The Joker" olarak ayrılıyorum...

Yolumun bundan sonrası, gölgemi ve arketipleri daha yakından tanımakla, kompleksleri çözmekle, savunma mekanizmalarını ayıklamakla geçecek... Görünenin ardına bakmak, kendi atom parçacıklarının izini sürmek, yaralarını fark etmek ve onları bir ebeveyn sevgisiyle yeniden sarıp sarmalayıp iyileştirmek. Bahar temizliğine girişir gibi... Bu yolda "kendimle hasbıhali" elden bırakmamak temel mottom oldu zira hilebaz çağımızın imparatoru gibi ve bende de entelektüel sos ile barındırılmış haliyle maalesef mevcut. Yolda olma, yolda öğrenme, yolda dönüşme… Hep Joker'den kahramana uzanan bireyselleşme yolculuğu, içsel derinliklere doğru yapılan keşif ve "kendiliğin" ortaya çıkışı!

Bu muazzam serüvenin içinde, senden sayısız şey öğrendim ve notlarıma her baktığımda da öğrenmeye devam edeceğim. Bireyselleşme yolculuğumda sunduğun rehberlik için çok teşekkür ederim! İyi ki varsın...

Bilge Coban

12.11.2023

London



Bilge Çoban İçe Bakış Uyanış ve Arketipsel Semboloji Atölyelerine katıldı

5 Kasım 2023

Atıldığımız şu dünyada kendimiz bilmek ve anlamak en önemli sorumluluğumuz. Ahitlerde bile yazmışlar kadim bilgilerde hep var olmuş. Kendini bilen dünyayı bilir. Ümit Hoca bu konuda çok yetkin ve samimi bir öğretmen. Kedini bilmek isteyenin önce yoluna ışık oluyor, sonrasında seni kendinle buluşturup, el ele yola koyuyor. Hem büyülü gibi hem ayakları yere basan bir eğitim. iyi ki tanıdım ve yola devam

Gülter Çoşkun İçe Bakış & Uyanış Atölyesine katıldı

5 Kasım 2023

Sofie' nin Dünyasını okudunuz mu? Bu 13 haftalık yolculukta kendimi Sofie gibi hissettim... Her ders günü heyecanla, Sofie gibi posta kutusuna (bilgisayarıma) koşarken  buldum kendimi.. Minnettarım Ümit hocam.. 


Miray Karaman Özay İçe Bakış & Uyanış Atölyesine katıldı
Açılacak eğitim ve etkinliklerden haberdar olmak için iletişim bilgilerinizi paylaşabilirsiniz
Bilgi Alın
Bilgi Alın
İletişime Geçin
Resepsiyon
Ümit Akçakaya
+90 (532) 585 2381